Makaleler

NAFAKANIN KALDIRILMASI (SONLANDIRILMASI)

Yoksulluk nafakası bilindiği üzere  4721 sayılı kanun 175 maddesince,   evliliğin boşanma kararı ile bitmesi nedeniyle yoksulluğa düşecek eş lehine, diğer eş  aleyhine hükmedilen nafaka türüdür.

Yoksulluk nafakası,  şartlar değişmedikçe süresiz olarak hükmedilmesi  nafaka borçlusunu ömür boyu nafaka ödeme zorunluluğu altına sokması nedeniyle bu nafakanın kaldırılması(sonlandırılması) önem arz etmektedir.

Yoksulluk nafakası bazı durumlarda kendiliğinden veya nafaka borçlusunun (nafaka ödeyenin) mahkemeden  talebiyle  ve nafakanın kaldırılması şartlarının oluşmasıyla  sona ermesi mümkün olabilecektir.Nafakanın kaldırılması konusunda  4721 sayılı kanunu 176 maddesinin 3 fıkrasında düzenleme yapılmıştır.

Bu düzenlemeye göre  nafakanın kaldırılması madde iki farklı şekilde düzenlenmiştir.

Bunlardan birincisi ,alacaklı tarafın(nafaka alacaklısının ) yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkar.Bu durumda nafakanın kaldırılması için mahkemede dava açılmasına gerek yoktur.Fakat bu durumun mahkemede saptanmasını içeren tespit davası açılmasına engel olmayıp, mahkemenin tespit talepli davada kurulacağı hüküm  tespit hükmü niteliğindedir.

İkincisi , alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması , hasiyetsiz hayat sürmesi veya yoksulluğunun ortadan kalkması olup  bu üç sebep  yoksulluk nafakasının mahkeme kararına dayalı olarak sona ermesi hallerindendir.Nafaka borçlusunun(nafaka yükümlüsü , nafaka ödeyen) bu istemlerinin sonuca ulaşabilmesi için  sözü edilen sebepleri mahkeme karşısında iddia ve ispat etmelidir.Bu üç şarttan birisinin mahkemeler karşısında ispat edilmesi durumunda hakim nafakanın kaldırılmasına karar vermek zorundadır. Zira TMK  176 maddesinin üçüncü fıkrasında mahkeme kararıyla kaldırılır ifadesinde  anlaşılacağı üzere hakimin bu konuda takdir yetkisi bulunmayıp iddia ispat olunursa nafakanın kaldırılmasına kararı verilmek zorundadır.

Bir çok nafaka yükümlüsünü ilgilendiren mahkeme kararıyla nafakanın sona erme halleri üzerinde  kısaca  birkaç açıklama yapalım. 

1-TMK 176 maddesinde nafaka alacaklısının  evli olmamasına rağmen  fiilen evli gibi yaşaması nafaka yükümlüsünün nafaka yükümlülüğünü ortadan kalkmasını sağlayan bir neden olarak kanunda kabul edilmiştir. Örnek olarak nafaka alacaklısı kadının başak bir erkekle resmi nikah yapmaksızın evlilik birliği içerisinde yaşaması durumunda nafaka yükümlüsü  açacağı bir dava ile nafaka yükümlülüğünden kurtulabilir. Resmi nikah yapmaksızın  halk arasında imam nikahı olarak tanımlanan diğer anlamıyla dini nikahla yaşamsı da’’ evli gibi yaşamak’’ anlamında olup aynı sonuçları doğurur.  Nafaka yükümlüsü  nafaka alacaklısının  resmi nikah yapmaksızın üçüncü kişiyle fiilen evli gibi yaşamasını tanık dahil her türlü delile ispat edebilir. Yargıtay bu konuda ‘’Davalı kadının davacıdan boşandıktan sonra başka bir kişi ile evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi birlikte yaşadığı anlaşıldığından, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin kabulü gerektiği yönünde karar vermiştir.

2-TMK 176 /3 hükmünde lehine nafaka hükmedilen (nafaka alacaklısının) yoksulluğunun ortadan kalkması nafaka yükümlüsünün nafaka borcunu ortadan kaldıran  diğer bir sebep olarak kanunda tanımlanmıştır.Yoksulluğun ortadan kalkması nafaka alacaklısının kendi ihtiyaçlarını karşılamaya yeter miktarda gelir elde etmesi diğer bir değişle geçimine yeter seviyeye kavuşmasını sağlayan bir iş ve/veya meslek edinmesidir. Bu gelir nafaka alacaklısını yoksulluktan kurtaracak seviyede bir gelir olmalıdır.Gelir düzeyinin yükselmesi sadece iş veya meslek sahibi olması dışında başka nedenlerden de kaynaklanabilir. Örnek olarak nafaka alacaklısına intikal eden miras veya bağış  yada anne babanın hayatını kaybetmesi ile soysal güvenlik kurumunda nafaka alacaklısına  maaş bağlanması , şans ve talih oyunları vb  oyunlardan elde edeceği gelirler de nafakayı sonlandıran nedenlerden olabilir. Fakat burada dikkat edilmesi gereken unsur  , nafaka alacaklısının elde etmeye başladığı gelirin miktarıdır. Bazı durumlarda nafaka alacaklısının elde etmeye başladığı gelir nafakanın tamamen kaldırılması için yeterli olmayıp nafaka miktarının azaltılmasına şeklinde olabilir.İşte burada nafaka borçlusu ile nafaka alacaklısının gelir düzeyleri mahkemelerce karşılaştırılıp hakkaniyet gereği nafaka tamamen kaldırılabilir  veya kısmen  azaltılabilir. Örnek olarak  boşanma sonrasında nafaka borçlusunun aylık gelirinin askeri ücret seviyesinde bulunduğu ve başka bir mal varlığının bulunmadığını ;nafaka alacaklısı ise  boşanma sonrası sigortalı bir işte çalışmaya başladığını ve aylık gelirinin askeri ücret ve/veya biraz fazlasında gelir elde etmeye başladığını düşünelim. Bu Durumda nafakanın kaldırılmasının hakkaniyete uygun  olup mahkemelerce nafakanın kaldırılması gerekmektedir.Zira belirtilen örnekte yoksulluğun ortadan kalkması nafakanın varlık gerekçesinin ve kanunda belirtilen koşullarının ortadan kalktığının göstergesidir.

3-Yoksulluk nafakasının kaldırılmasına neden olan unsurlardan sonuncusu hasiyetsiz hayat sürme olup bu unsur aile hukuku mantığına paralel bir düzenleme olarak karşımıza çıkmaktadır. Yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin altında yatan  düşünce boşanmaya neden olan olaylarda taraflardan birinin  kusursuz veya daha az kusurlu olan eşe nafaka ödeme zorunluluğundan doğmakta olup hasiyetsiz hayat süren eşe karşı nafaka ödeme zorunluluğunun devamı kanun gereğince düşünülemez. Hasiyetsiz hayat sürmenin kesin bir tanımı olmayıp nafaka alacaklısının yaşamının hasiyetsiz hayat sürdürme olup olmadığı mahkemece takdir edilecektir.Mahkeme kararları  ve öğretide , sürekli alkol kullanılması ,kumar oynanması , yüz kızartıcı suçlar işlenmesi,kadın ticaret , hayat kadını olması vb yaşam tarları hasiyetsiz hayat sürme olarak değerlendirilmiştir.Kısaca toplumun t değer yargılarıyla bağdaşmayan , toplumca hoş görülmeyen ve ayıplanan davranışlar olarak tanımlanabilir.Hasiyetsiz hayat sürmenin orta düzeyde süreklilik arz eden bir durum oluşturması gerekir.

Sonuç olarak yoksulluk nafakasının sona erme hallerini düzenleyen TMK 176/3 yoksulluk nafakasının belirli hallerde kendiliğinden veya mahkeme kararıyla kaldırılmasını düzenlemiştir. Bunlardan birincisi ,alacaklı tarafın(nafaka alacaklısının ) yeniden evlenmesi ya da taraflardan birinin ölümü hâlinde kendiliğinden kalkması,diğerleri ise alacaklı tarafın evlenme olmaksızın fiilen evliymiş gibi yaşaması, yoksulluğunun ortadan kalkması ya da haysiyetsiz hayat sürmesi hâlinde mahkeme kararıyla kaldırılmasıdır.

Mail:[email protected]       Gsm:05055069381 İl : Bursa    Av.İLKER KILIÇ