İçtihatlar

Çalışan Elemanlara Eşit Davranma İlkesi

T.C.

YARGITAY

9. HUKUK DAİRESİ

E. 2007/28938

K. 2007/26952

T. 18.9.2007

 

• İŞE İADE TALEBİ ( İş Bırakma Eylemine Katılan İşçilerin Çoğu İşyerinde Çalışırken Bir Kısmının İş Akdinin Feshedilmesi Eşit Davranma Borcuna Aykırılık Teşkil Ettiği - İş Akdinin Feshi Geçerli Nedene Dayanmadığından Kabulü Gereği )

• HAKSIZ FESİH ( İş Bırakma Eylemine Katılan İşçilerin Çoğu İşyerinde Çalışırken Bir Kısmının İş Akdinin Feshedilmesi Eşit Davranma Borcuna Aykırılık Teşkil Ettiği - Davacının İşe İadesine Karar Verilmesi Gerektiği )

• İŞ BIRAKMA EYLEMİ ( Katılan İşçilerin Çoğu İşyerinde Çalışırken Bir Kısmının İş Akdinin Feshedilmesi Eşit Davranma Borcuna Aykırılık Teşkil Ettiği - Davacının İşe İadesine Karar Verilmesi Gerektiği )

• İŞVERENİN EŞİT DAVRANMA BORCU ( İş Sözleşmesinin Feshinde de Dikkate Alınması Gerektiği )

 

4857/m.20

ÖZET : Dava, feshin geçersizliği ve işe iade talebine ilişkindir. Dosya kapsamından davalı işverenin, işçileri toplu olarak iş bırakmaya yönlendirdiği gerekçesiyle davacı işçinin iş akdini feshettiği anlaşılmaktadır. İşverenin eşit davranma borcunun, iş sözleşmesinin feshinde de dikkate alınması gerekir. Somut olayda, toplu olarak iş bırakma eylemini davacının yönlendirdiği tespit edilememiştir. Bu halde iş bırakma eylemine katılan işçilerin çoğu işyerinde çalışırken bir kısmının iş akdinin feshedilmesi, eşit davranma borcuna aykırılık teşkil eder. İş akdinin feshi geçerli nedene dayanmadığından işe iadeye karar verilmesi usul ve yasaya uygundur.

DAVA : Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.

Yerel mahkeme, isteğin kabulüne karar vermiştir.

Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

KARAR : Davacı işçi, iş sözleşmesinin sendikal nedenle feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini, işverence işe başı atılmaması durumunda tazminat ile boşta geçen süre ücreti ve diğer haklarının hüküm altına alınmasını talep etmiştir.

Davalı işveren, iş sözleşmesinin geçerli nedenle feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.

Mahkemece, işyerinde eylem yapan 70 kadar işçiden dava açan bir kısım işçilerin çıkarılmış olmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu ve sendikanın yetki almasını takiben gerçekleştirilen fesihlerin sendikal nedene dayandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.

Dosya içindeki bilgi ve belgelere göre, işyerinde bordro imzalamadığı için iş sözleşmesi feshedilen bir işçiye destek vermek ve işe geri alınmasını sağlamak için davacının da aralarında olduğu bir kısım çalışanların 28.03.2006 tarihinde çay molasını takiben bir saat süreyle üretimi durdurdukları sabit olmuştur. Bu olay mahkemenin de kabulündedir. Davalı işveren, söz konusu olay sonrasında 31.03.2006 tarihinde eyleme katılan işçilerden 12 kişinin iş sözleşmesini, diğer işçileri toplu olarak iş bırakmaya yönlendirdikleri gerekçesiyle feshetmiştir. Bu durumda davalı işverence yapılan feshin 4857 sayılı İş Kanunu\'nun 5. maddesinde düzenlenen eşit davranma borcuna aykırılık oluşturup oluşturmadığının değerlendirilmesi gerekir. İşverenin eşit davranma borcu iş sözleşmesinin feshinde de dikkate alınmalıdır. Somut olayda davacı işçinin, çay molasını takiben toplu olarak çalışmama şeklinde gerçekleşen eylemi yönlendirdiği belirlenebilmiş değildir. Böyle olunca, aynı durumda olan işçilerden büyük bir kısmı işyerinde çalışmaya devam ettiği halde, davacı işçinin iş sözleşmesinin feshi, işverenin eşit davranma borcuna aykırılık oluşturur. Söz konusu borca aykırılığın yaptırımı 4857 sayılı İş Kanunu\'nun 5. maddesinin 6. fıkrasında 4 aylık ücrete kadar bir tazminat olarak belirlenmiş ve işçinin ayrıca yoksun kaldığı haklarını talep edebileceği açıklanmıştır. İşverenin eşit davranma borcuna aykırı davranması sonucu, somut olayda davacı işçi işsiz kalmıştır. Bu nedenle işverence yapılan feshin geçerli nedene dayandığı sonucuna varılması doğru olmaz. Mahkemece davacının işe iadesine dair karar, açıklanan gerekçeyle yerinde olmuştur.

Öte yandan mahkemece feshin sendikal nedene dayandığı kabul edilmiş ve işe başlatmama tazminatı işçinin 1 yıllık ücreti tutarında belirlenmiştir. Somut olayda iş sözleşmesi bordro imzalamadığı için çıkarılan bir işçiye destek vermek amacıyla davacı işçinin diğer bazı işçilerle birlikte hareket ederek çalışmama eylemine katıldığı ve feshin doğrudan bu nedene dayandığı anlaşılmaktadır. Ortada feshe konu yapılan somut bir olay olduğuna göre, feshin sendikal nedene dayandığının kabulü doğru olmaz. İşe başlatmama tazminatı isteğinin 1 yıllık ücret tutarında tespiti hatalı olmuştur.

Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı İş Kanunu\'nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.

SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle;

1- ) Kartal 3. İş Mahkemesi\'nin kararının bozularak ortadan kaldırılmasına,

2- ) İşverence yapılan feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine,

3- ) Davacının yasal sürede işe başvurmasına rağmen, işverenin süresi içinde işe başlatmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının işçinin 4 aylık ücreti olarak belirlenmesine,

4- ) Davacının işe iade için işverene süresi içinde başvurması halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok dört aylık ücret ve diğer haklarının davacıya ödenmesi gerektiğinin belirlenmesine, Davacının işe başlatılması halinde varsa ödenen ihbar ve kıdem tazminatının bu alacaktan mahsubuna,

5- ) Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,

6- ) Davacı vekille temsil edildiğinden, karar tarihinde yürürlükte olan tarifeye göre 450.- YTL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,

7- ) Davacı tarafından yapılan ( 387.00 ).-YTL yargılama giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,

8- ) Peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak, 18.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.