Sıkça Sorulan Sorular

Vergi/Vergi Ceza İhbarnamesi Tebliği Halinde Vergi Mahkemesinde Dava Açma Yolu Nedir Nasıl Kullanılır?

Vergi idaresi tarafından vergi/vergi ceza ihbarnamesi tebliğ edildiğinde mükellef ile vergi idaresi arasında bir vergi ihtilafı meydana gelmiş demektir. Böyle bir ihtilaf meydana geldiğinde mükellefin ihtilafın çözümü için başvurabileceği farklı yollar mevcuttur.

Bir vergi ihtilafının mevcut olması halinde başvurulabilecek hukuki çözüm yolları, idari ve yargısal olmak üzere iki türlüdür. Vergi ihtilafının çözümü için başvurulabilecek idari çözüm yolları başlıca iki tanedir. Bunlardan ilki 213 sayılı Vergi Usul Kanunu’nun 376. maddesinde düzenlenen vergi ve vergi cezalarında indirim müessesesidir. İkinci idari çözüm yolu ise aynı kanunun Ek 11. maddesinde düzenlenen Uzlaşma müessesesi olmaktadır.

Mükellefin vergi ihtilafının çözümü için idari çözüm yollarını kullanmak istememesi veya başvurmasına rağmen sonuç alamaması halinde başvurabileceği yargısal yol, vergi mahkemesinde dava açma yolu olacaktır. Vergi mahkemesinde dava açma yolu ile vergi ihtilafının çözümü için öngörülen bu yargısal yolun kullanılabilmesi için yetkili vergi mahkemesine hitaben, kanunda öngörülen unsurları taşıyan bir dilekçe tanzim edilmesi gereklidir. Burada yetkili vergi mahkemesi ihtilafa konu vergi işlemini gerçekleştiren vergi dairesinin bulunduğu yerdeki vergi mahkemesidir.

Vergi mahkemesine hitaben düzenlenecek dilekçede hangi unsurların yer alacağı 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Yasası’nın 3. maddesinde açıklanmıştır. Bahsi geçen kanun maddesine göre dilekçenin ihtiva etmesi gereken unsurlar şunlardır:

a) Tarafların ve varsa vekillerinin veya temsilcilerinin ad ve soyadları veya unvanları ve adresleri ile gerçek kişilere ait Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası,

b) Davanın konu ve sebepleri ile dayandığı deliller, 

c) Davaya konu olan işlemin yazılı bildirim tarihi, 

d) Vergi, resim, harç, benzeri mali yükümler ve bunların zam ve cezalarına ilişkin davalarda uyuşmazlık konusu miktar, 

e) Vergi davalarında davanın ilgili bulunduğu verginin veya vergi cezasının nevi ve yılı, tebliğ edilen ihbarnamenin tarihi ve numarası ve varsa mükellef hesap numarası.

Kanun maddesinde belirtilen unsurlardan uyuşmazlık konusu miktar ile verginin nevi ve yılı unsurları uygulamada zaman zaman ihmal edilmekte ve bu sebepten hak kayıpları yaşanabilmektedir. Ayrıca dava konusu kararın ve belgelerin asılları veya örnekleri dava dilekçesine eklenir. Dilekçeler ile bunlara ekli evrakın örnekleri karşı taraf sayısından bir fazla hazırlanır.

Bu şekilde hazırlanan dava dilekçesi yetkili vergi mahkemesine verilir. Ancak dava dilekçesi mutlaka vergi mahkemesine verilmek zorunda değildir. Dilekçelerin verileceği yerler 2577 sayılı kanunun 4. maddesinde gösterilmiştir. Buna göre dava dilekçesi ait oldukları vergi mahkemeleri dışında ait olduğu mahkeme başkanlıklarına veya bunlara gönderilmek üzere vergi mahkemesi başkanlıklarına, vergi mahkemesi bulunmayan yerlerde büyükşehir belediyesi sınırları içerisinde kalıp kalmadığına bakılmaksızın asliye hukuk hakimliklerine veya yabancı memleketlerde Türk konsolosluklarına verilebilir.

Dava dilekçesinin hangi sürede verileceği yine 2577 sayılı kanunun 7. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre yetkili vergi mahkemesine hitaben düzenlenen dava dilekçesini verme süresi, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde vergi mahkemelerinde otuz gündür. 

Bu süre, tahakkuku tahsile bağlı olan vergilerde tahsilatın; tebliğ yapılan hallerde veya tebliğ yerine geçen işlemlerde tebliğin; tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin; tescile bağlı vergilerde tescilin yapıldığı tarihi izleyen günden başlar. Adresleri belli olmayanlara özel kanunlarındaki hükümlere göre ilan yoluyla bildirim yapılan hallerde, özel kanununda aksine bir hüküm bulunmadıkça süre, son ilan tarihini izleyen günden itibaren on beş gün sonra işlemeye başlar.